🍻 Velayeti Annede Olan Çocuğun Soyadı Değişikliği Dilekçesi
Qr75yNR. İsim değişikliği nasıl yapılır sorusunun iki cevabı vardır Birincisi Nüfus Müdürlüğüne dilekçe vererek isim yada soy isminizi değiştirmek, diğeri ise dilekçenizin kabul görmediği durumlarda Mahkeme yoluna giderek dava açmaktır. Bu makalemizde 2022 yılında yürürlükte olan uygulamalara göre takip etmeniz gereken işlemleri adım adım anlattık. Nüfus Müdürlüğünde sadece dilekçeniz ile birlikte isim yada soy isim değişikliği yapabilirsiniz. 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 8. maddesinde alt başlıkta sayacağımız şartları taşıyanlar dava açmadan Nüfus Müdürlüklerine dilekçe ile başvurarak isim değişikliği yapabilir. İsim Değişikliği Nasıl Yapılır? İsim değişikliği nasıl yapılır sorusunun cevabını yukarıda da ifade ettiğim gibi öncelikle Nüfus Müdürlüğüne dilekçe ile başvurarak başlamanız gereklidir. Sadece dilekçeden doğan hak ile değişiklik yapabilmek için 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair kanunun geçici 8. Maddesinde belirtilen şartları taşımanız gereklidir. Hemen alt başlıkta bu şartları saydım İsim Değişikliği İçin Nereye Başvurulur? İkametinizin olduğu İl yada İlçe Nüfus Müdürlüğüne dilekçe ile başvurmanız gereklidir. Dilekçenizde talebinizi gerekçesi ile birlikte açık bir şekilde belirtmeniz gereklidir. Dilekçe İle İsim Değiştirilmesine Dair Geçici 8. Madde “Kişinin iki yıl içerisinde yerleşim yerinin bulunduğu nüfus müdürlüğüne yazılı olarak başvurması kaydıyla; 21/6/1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3 üncü maddesine aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan ad ve soyadları, mahkeme kararı aranmaksızın, il veya ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilir.” NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ İSİM VE SOY İSİM DEĞİŞİKLİĞİ DİLEKÇE ÖRNEĞİ Dilekçenin yazılacağı makam ....................NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜNE Noktalı yere hangi Nüfus Müdürlüğüne verecekseniz o makamı yazınız. 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 8. maddesinde geçen “Kişinin iki yıl içerisinde yerleşim yerinin bulunduğu nüfus müdürlüğüne yazılı olarak başvurması kaydıyla; 21/6/1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3 üncü maddesine aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan ad ve soyadları, mahkeme kararı aranmaksızın, il veya ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilir.” hükmü kapsamında ....... olan ismimin .......... olarak değiştirilmesini talep ediyorum. Gereğini saygılarımla arz ederim. Adınız ve Soyadınız İMZA ADRES VE TELEFONUNUZ BU BÖLÜME Dilekçe İle İsim ve Soy İsim Değişikliğinden Kimler Yararlanabilir? 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair kanunun geçici 8. Maddesinde açıklanmıştır. 1- Kişinin soyadının "Soyadı Kanununun" 3. Maddesinde belirtilen hükümlere aykırı olması gerekir. Soyadı Kanunun 3. Maddesinde "rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz" hükmü yer almaktadır. 2- İsim yada soyadın da yazım ve imla hatası olması 3- İsmin yada soyadın komik ve abes bir isim olması 4- Düzeltme işareti kullanılmamasından dolayı anlam değişikliği olan ad ve soyadları, Yukarıda kısaca belirttiğimiz alt başlıklarda ayrıntılı anlatılacaktır şartları taşıyanlar dava yoluna gitmeden dilekçe ile Nüfus Müdürlüğüne başvurması halinde talebi il yada ilçenin idare kurulunda değerlendirilir. Dilekçe İle İsim ve Soyisim Değişikliği Yapmanın Şartları Nelerdir? 7039 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair kanunun geçici 8. Maddesinde açıklanmış olmakla birlikte Soyadı Kanunun 3. Maddesi ile birlikte değerlendirilmektedir 1- 2022 Yılına Kadar Dilekçe İle Başvuru Yapılması gereklidir. Son başvuru tarihi 19/10/2022'dir. 2- İsim veya Soyisimde İmla Hatası veya Yazım Yanlışı Bulunanlar Değiştirebilir Nüfus Cüzdanı çıkarılırken bir kişinin ismi Nüfus Cüzdanına yanlış kaydedilmiş olabilir. Genellikle harf hatası şeklinde olmaktadır. Örneğin Güllü isminin Nüfus kayıtlarına Gülü – Güli şeklinde kaydedilmesidir. Bu durumda kişinin isminde sadece hatalı olduğunu düşündüğü harf düzeltilir. 3- İsmin veya Soyadın İğrenç veya Gülünç Olması İsminin gülünç olduğunu düşünenler yada iğrenç kötü bir manası olan kişiler dilekçe ile başvurmak sureti ile ismini değiştirebilir. Bu şekilde yapılacak olan başvurular kurul tarafından değerlendirilir. Kurul toplumsal değerleri dikkate alarak objektif kriterlere göre karar alır. Dilekçe İle Son Başvuru Tarihi Ne Zaman? Son başvuru tarihi 19/10/2022 tarihidir. "Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile bu süre 19/10/2020 tarihine kadar uzatılmıştır. Hangi Başvurular Kabul Edilmez? İsmini beğenmediği için değiştirmek isteyenlerin başvuruları ve mevcut isminin yanına başka bir isim ekletmek isteyenlerin başvuruları kabul edilmez. Ayrıca soyadını değiştirmek isteyenlerin başvuruları kabul edilmez. Bu kişilerin başvuruları ancak mahkeme ile karara bağlanır. MAHKEME YOLU İLE İSİM VE SOYİSİM DEĞİŞTİRME Dilekçe ile yapacağınız başvurunun ret alması durumunda Mahkeme ile isim değiştirme yoluna giderek bu işlemi yapmanız gereklidir. Dava yolu ile değiştirme şartları Medeni Kanun'un 27. Maddesinde belirtilmiştir. İsim Değişikliği Davası Yetkili Mahkeme Vekalet vereceğiniz bir Avukat aracılığı ile dava açmanız gereklidir. Bu konuda yetkili mahkeme ikametinizin olduğu yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesidir. Ayrıca isim değişikliği talebinde bulunan kişinin ikametgâh yeri mahkemesidir. İsim değişikliği davası çekişmesiz yargı davasıdır yani davada yalnızca davacı taraf bulunur davalı taraf yoktur. Çekişmesiz yargıya ilişkin davalar sulh hukuk mahkemesinden açılmasına rağmen isim değişikliğine ilişkin davalar asliye hukuk mahkemesinde açılır. Davanızı sulh hukuk mahkemesinde açmanız durumunda görevsizlik kararı verilecektir. Mahkeme Yolu İsim Değişikliği Şartları Nelerdir? Türk Medeni kanunu isim değişikliği için haklı sebeplerin var olması durumunda kişinin isim ve soyadını değiştireceği şeklinde genel bir tanım yapmakla yetinmiştir. Açıkça hangi durumların isim değişikliği için haklı neden oluşturacağı düzenlenmemiştir. İsim Değişikliği Davası Nasıl Açılır? 1. Adım Davayı bir avukat aracılığıyla açmanız durumunda kişisel haklara ilişkin bir dava olması sebebiyle özel olarak vekâletname de isim ve soyadı değişikliğine ilişkin davaları açmaya yetkilidir şeklinde ibarenin olması gerekmektedir. İsim değişikliği davası dilekçesini nöbetçi asliye hukuk mahkemesi hâkimliğine gönderilmek üzere yazmanız gerekmektedir. Dava dilekçenizi adliyelerde bulunan hukuk mahkemesi ön bürolarda tarattıktan sonra vezneye mahkeme harcını yatırmanız gerekmektedir. 2. Adım Vezneden alacağınız mahkeme harcınızı ödediğinize dair dekontla birlikte tekrar ön büroya dosyanızı götürmeniz davayı açmanız için yeterli olacak adımlardır. 3. Adım Mahkeme harçları tahsil edildikten sonra dava dosyasına bir esas numarası verilir. Bu esas numarası ile hem adliyede asliye hukuk kaleminden hem de e devlet üzerinden dosyanızı takip edebilirsiniz. Bu işlemlerden sonra davanızın görüleceği mahkeme, duruşma gün ve saati belirlenerek size tebligat yapılacaktır. Duruşma gün ve saatinde mazeretsiz olarak belirtilen duruşmaya katılmamanız durumunda davanız düşürülür ve görülmeye devam edilmez. 4. Adım 1 ay içerisinde vereceğiniz yeni bir dilekçe ile harç ödemeden davanın yeniden devam etmesini sağlayabilirisiniz. 3 ay içerisinde ise tekrar harç ödemeniz durumunda dava görülmeye devam eder. Yardı ve İçtihat Kararlarına Göre Hangi Durumlarda İsim Değişikliği Kabul Edilir? İsim değişikliği ile ilgili mahkeme kararları ve içtihatlar incelendiğinde aşağıdaki durumların haklı neden olarak kabul edildiğini söylemek mümkündür. 1- Milli, ahlaki ve dini değerlere saygısızlık olarak nitelendirilebilecek isimlerde, 2- Kişisel ve mesleki ilişkilerde yanlış anlamlar doğurabilecek isimlerde, 3- İsim sahibini gülünç ve komik duruma düşüren, toplumca hoş karşılanmayacak isimlerde, 4- Toplumca başka bir isimle tanınması durumlarında, 5- Soyadı değişikliğinde soyadının taşındığı aile ile hiçbir bağın kalmaması, kötü muamele görmesi durumunda, 6- Memur hatasından kaynaklı yazım hataları durumlarında haklı bir nedenin varlığı kabul edilmektedir. Soyadı Değişikliği Davasında Kimin Soyadı Değişir? 1- Evladın soyadını değiştirmesi durumunda anne, baba ve kardeşlerin soyadı değişmeyecektir. 2- Soyadını değiştiren erkek evli ise eşinin ve çocuklarının soyadı da değişikliğe uğrar. 3- Evli kadınlar boşanmadıkları yahut ölüm sebebiyle evlilikleri son bulmadığı sürece soyadı değişikliği için dava açamazlar. 4- Mahkeme kararı ile ayrılık kararı verilmiş olsa dahi evlilik hukuken devam ettiği için bu dava ayrılık döneminde dahi açılamaz. 5- Soyadı değişikliği davalarında Cumhuriyet savcısı, nüfus memuru bulunmak zorundadır. 6- Değişiklik yapılması halinde hâkim nüfus müdürlüğüne değişikliği bildirir ve yerel gazetede durumunu ilan ettirir. 7- İsim ve soyadı değişikliğine ilişkin dava yalnızca 1 kez açılabildiği için değişiklik yaptıran kişi eski isim ve soyadını kullanmak için tekrar dava açamaz. Konu hakkında daha fazla bilgi için
evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı Devam
Evlilikle soyadı değişikliği nasıl olmaktadır ve kadın hangi soyadını kullanmaya devam etmelidir? Türk Medeni Hukuku Kanunu madde 187 gerekliliğince; Kadın evlilik birliği sonrasında isteğe bağlı olarak kocasının soyadının haricinde kendi soyadını da kullanabilmektedir. Fakat iki soyadını da kullanmak isteyen kadın için, şart koyulan unsur; ön kısımda yer alacak soyadının erkeğin soyadı olmasıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununca belirlenen bu zorunluluk, iş hayatında belirli bir isim yapan vb. unsurları bulunan kadınlar için, pek çok zorluk yaşanmasına da sebebiyet vermekteydi. Evlilik öncesinde özellikle iş alanında kendi soyadı ile tanınan kadınlar, bu durumun değişmesini istememekteydi. Yargıtay’ın da vermiş olduğu son dönem kararları doğrultusunda, kadın evlilik sonrasında hem kocasının hem de kendisinin soyadını taşıyabileceği gibi, sadece kendi soyadını da taşıma hakkına erişmiştir. Yargıtay’ın ilk olarak tarihinde vermiş olduğu kararın gerekçeleri aşağıda belirttiğimiz şekilde olmaktadır; “Dava, evlilik soyadının iptali ile evlilik birliği içinde kızlık soyadının kullanılması istemine ilişkindir. Her ne kadar Anayasa Mahkemesi Medeni Kanun’un 187. Maddesini Anayasa’ya aykırı bulmamışsa da usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarda yer alan düzenlemeler kanun hükmündedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarına göre, kişinin soyadı özel hayat kapsamında değerlendirilmiş ve evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğu özel hayata bir müdahale olarak kabul edilerek Medeni Kanun’un konuya ilişkin düzenlemesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. ve 14. maddelerine aykırı bulunmuştur. Buna göre, AİHS ve diğer uluslararası insan hakları antlaşmaları ile çatışan 4721 sayılı Kanun’un 187. maddesi karara esas alınmayacak. Kızlık soyadının kullanılması talebi AİHS’nin 8. ve Anayasa’nın 17. maddesi kapsamında bir insan hakkı olarak kabul edilip cinsiyete dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde uygulanması gerektiğinden kızlık soyadını kullanmak istemek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç bulunmadığının kabulü gerekmiştir.” Yargıtay’ın vermiş olduğu yeni kararlar doğrultusunda evlilik sonrasında kadın; Sadece kocasının soyadını kullanabilir Hem kocasının soyadını, hem de kızlık soyadını kullanabilir Sadece kızlık soyadını kullanabilir Evlendikten Sonra Kızlık Soyadını Kullanma Dilekçesi Evlilikle soyadı değişikliği yapılabilmesi için, her koşulda yapılması gereken belli başlı resmi işlemler vardır. Kadın evlenmeden önce kullanmak istediği soyadı hakkında işlem yapabileceği gibi, evlendikten sonrada dava açarak kullanmak istediği soyadı hakkında işlem yapılmasını talep edebilir. Ülkemizde de son yıllarda verilen kararlar neticesinde, pek çok kadının açmayı talep ettiği kızlık soyadını kullanma davası için, uygun bir dilekçe düzenlemesi yapılmalıdır. Yazımızın bu kısmında hazırlamış olduğumuz dilekçe, örnek teşkil etmektedir. Fakat konu hakkında yanlış usul ve esas yapılmaması için, avukat desteği alınması tarafa avantaj sağlayacak bir unsurdur. …… AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNE DAVACI Davayı açmak isteyen kadının isim-soy isim, Kimlik Numarası ve ikametgâh adresi bu alanda yer alır. VEKİLİ AV. MERVE ARI Büyükşehir Mah. Cumhuriyet Cad. Ekinoks Rezidans E2 Blok K4 D17 Beylikdüzü/İSTANBUL DAVALI Nüfus Müdürlüğü KONU Evlilik birliği içerisinde kadının, kızlık soyadını kullanması taleplidir İZAHI 1- Davacı ….. tarihinde evlenmiştir. Evlendiği tarihten itibaren kocasının soyadını kullanmaya başlamıştır. 2- Evlendiği tarihte, evlilik sonrası bekârlık soyadını kullanabilme hakkından haberdar olmayan müvekkil, Arı Hukuk Bürosuna konu ile ilgili olarak başvuru yapmıştır. 3- Evlilik birliği sonrasında kadının ve erkeğin aynı soyadını taşıması, ortak hayatın temsili için uygun bir aşama olsa da, kadının erkeğin soyadını kullanmaya başlaması, cinsiyet arasında farklılık oranı oluşturmaktadır. BU uygulamanın aile birliği için yeterli bir gerekçe olmadığı tarihinde 2014/2-889 Esas, 2015/2011 Karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında da açık şekilde yer almaktadır. 4- Müvekkil eşinin soyadını tek olarak ya da kendi soyadı ile birlikte kullanmayı istememe hakkını kullanmaktan yanadır. Yani müvekkil sadece kızlık soyadını kullanarak, evlilik birliğine devam etmeyi istemektedir. HUKUKİ NEDENLER Türk Medeni Kanunu ve diğer mevzuatlar SONUÇ VE İSTEM Yukarıda arz ve izah olunan sebeplerle davanın kabulü ile davacı müvekkilin evlenmeden önceki bekârlık soyadının kullanılmasına izin verilmesini arz ve talep ederim E-Devlet Soyadı Değişikliği Nasıl Yapılır E-Devlet sistemi özellikle son yıllarda kullanılması hızla yaygınlaşan bir sistem olmayı başarmıştır. E-Devlet sistemi üzerinden kişiler şahsi olan bilgilerini görebilir ve bazı işlemlerini Devlet Dairesine gitmeden bu sistem üzerinden yapabilir. Bu sistem için, kişileri parmak izidir diyebiliriz. Yetkili makamların vermiş olduğu kararlar doğrultusunda, E-Devlet sisteminde yapılmaya başlanan yeni bir işlemde soyadı değişikliğidir. Fakat bu işlem için bilinmesi gereken bir hususta, işlemlerin 6 Aralık 2022 tarihine kadar yapılabileceğidir. Bu tarih sonrasında, evlilikle soyadı değişikliği işleminin E-Devlet aracılığı le yapılıp yapılmayacağı bilinmemektedir. Sistemden soyadı değişikliği yapılabilmesi için; Kimlik Numarası ve E-Devlet şifresi girilerek sistem açılmalıdır Kurumlar alanına giriş yapılmalı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü seçilir Nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü alanında, E-Devlet kapısı içeriğinde, E-Devlet kapısı üzerinden sunulan hizmetler alanı karşınıza çıkacak. Bu alandan İl/İlçe İdare Kurulu Kararı İle Ad veya Soyadı Düzeltilmesine İlişkin Başvuruların Alınması alanına girilerek istenilen bilgi alanları doldurulur. Evlendikten Sonra Soyadı Değişikliği Nasıl Yapılır Evlilikle soyadı değişikliği farklı şekillerde oluşan talepler doğrultusunda yapılabilir. Talep konularını ve yapılması gereken işlemleri belirtecek olursak Evlilik birliğinde kadın sadece erkeğin soyadını kullanmak isterse; Kanunen geçerli olan resmi nikâh sonrasında, kimlik değişimi yapılırken bunu nüfus müdürlüğünde kimlik yenileme işlemi sırasında beyan etmesi yeterlidir. Evlilik birliğinde kadın hem kızlık soyadını, hem de kocasının soyadını kullanmak isterse; Kanunen geçerli olan resmi nikâh öncesinde, bu durumu Nüfus İdaresine yazılı şekliyle bildirmesi gerekir. Yazılması gereken yazı şekli şöyledir; …. NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜNE-EVLENDİRME DAİRESİNE 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 197. Maddesinde “Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır. Ancak evlendirme memuruna ya da daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önüne önceki soyadını da kullanabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Bu kanun maddesi gerekliliğince, evlilik öncesi soyadım olan ….. soyadının nüfus kütüğüne işlenmesini arz ve talep ederim. İsim-soy isim, imza Evlilik birliği kurulduktan sonra, kadın sadece kızlık soyadını tekrardan kullanmak isterse; Kadın, evlilik birliği kurulduktan sonra, ilk olarak kocasının soyadını ya da hem kocasının hem de kızlık soyadını kullanıyor olsa bile, aile mahkemesine başvurarak sadece kızlık soyadını kullanmak istediğini beyan edebilir. Kızlık Soyadını Kullanmanın Zararları Kadının, evlilik sonrasında kızlık soyadını kullanmasının, kanunen bir sakıncası ve zararı olmamaktadır. Bu nedenle de, kadın evlilik birliğinden sonra istediği şekilde soyadını kullanabilir diyebiliriz. Ülkemizde son yıllarda verilen pek çok Yargıtay kararı ile soyadı kullanma kuralları değişikliğe uğramaktadır. Bu durumlardan biri de, boşanma davası sonrasında çocuğun babasının kütüğünde kalmaya devam etmesi gelmektedir. Velayet hakkı annede olan çocuğun; okul, doktor vb. işlemlerini annesiyle yapması sırasında, soyadı farklılığından dolayı yaşanılan sıkıntılar göz önünde bulundurulmuş ve boşanma sonrasında çocuğun annesinin soyadını kullanabileceğine karar verilmiştir. Evlilik ile kadının hayatında oluşan değişikler, erkek için geçerli değildi. Örnek verecek olursak; iş alanında belirli bir yere gelmiş kadın, evlilik sonrasında ofis tabelası, kartları, başlıklı kâğıtları vb. pek çok yerde değişiklik yapmak zorunda kalıyordu. Fakat evlilikle soyadı değişikliği hakkında verilen kararlar sonrasında, bu durumda pek çok farklılık oluşmuştur. Bankada Soyadı Değişikliği Nasıl Yapılır Evlilik sonrasında kadınlar için, bilgilerinin güncellenmesi gereken bir yerde bankalar olmaktadır. Evlendikten sonra yapılan kimlik değişimine göre, banka kayıt bilgilerinizde farklılık oluşur. Banka bilgileriniz ve kimlik bilgileriniz arasında soyadı farklılığı olursa, yapılması gereken resmi işlemleriniz yapılamaz. Bankalara dair kurum ve kuruluşlarda yapılması istenilen değişiklikler için, resmi bir dilekçe vb. unsurun yerine getirilmesine gerek duyulmamıştır. Bankanın müşterisi olan şahıs, bankanın herhangi bir şubesine geçerli kimliği ile birlikte giderek, kimlik bilgilerinin güncellenmesini talep edebilir. Yeni Kimliklerde Kızlık Soyadı Ekletme Kanunlarımızda yapılan bir değişiklik ise, resmi kimlik belgelerimizde olmaktadır. Eski resmi kimlik belgeleri yerine artık daha küçük ebatlarda çipli denilen kimlik kartları kullanılmaktadır. Bu kartların kullanımı hakkında yapılan yeni bir düzenleme ise, kimlik üzerinde yanlış, hatalı yazılan ya da yazımından kaynaklı cümlenin değişmesine sebep olan isim ya da soy ismin bir defalık mahkemeye başvurulmadan, Nüfus idaresi tarafından değiştirilmesidir. Evlendikten Sonra İkametgâh Değişikliği İkametgâh, kişinin yaşamını devam ettirdiği taşınmazın açık adresidir. Her vatandaşın ikametgâh adresi, kayıt altında bulunmalıdır. Ayrıca her hangi bir nedene dayalı olarak, yaşam alanını değiştiren kişinin de, adres değişikliğini yetkili yere bildirim yapması gerekir. Kişiler taşınma vb. etkenlerden dolayı, ikametgâh adreslerinde değişiklik yapar. Evlilikte bu etkenlerden biri olmaktadır. Evlilik ile birlikte, farklı bir taşınmazda ortak hayatlarına devam eden taraflar, yeni adres bildirimi yapmakla yükümlüdürler. İkametgâh adresinin değiştirilmesi için, taşınmanın gerçekleştiği yeni adresin Nüfus Müdürlüğüne gidilerek adres bildirimi yapılır. Avukata Sorulan Sorular Evlilik sonrası soyadı değişikliği nasıl yapılır? Evlilik sonrası soyadı değişikliğinin yapılması için, kişinin ilk olarak bu talebi hangi şekillerde istediğini belirlemesi gerekir. Kadın evlilik sonrası sadece kocasının soyadını taşıyabileceği gibi, sadece kızlık soyadını veya her iki soyadını da birlikte kullanabilir. Belirlenen karar neticesinde de, hangi işlemlerin yapılması gerektiği ile ilgili, yazımızın içeriğinden faydalanarak işlem sıralamasını öğrenebilirsiniz. Soyadı değişikliği hangi kurumlara bildirilir? Evlilikle soyadı değişikliği hakkında; kimlik bilgilerindeki değişikliklerin yapılabilmesi için, Nüfus Müdürlüğüne ve diğer iş bağlantısı olan resmi kurumlara bildirilir. Soyadı değişikliği için ne yapmalıyım? Soyadı değişikliği eğer evlilikle ilgili olarak yapılacaksa, ilgili kuruma dilekçe sunarak ya da etkenlere göre aile mahkemesine başvuru yapılarak gerçekleştirilebilir. Bakınız Evlendikten Sonra Soyadı Değişikliği Nasıl Yapılır Boşanma davası nüfusa ne zaman işlenir? Boşanma davasının nüfus kayıtlarına işlenebilmesi için, ilk olarak boşanmanın kesinleşmesi ve mahkemenin bu durumu Nüfusa bildirim yapması gerekir. 25
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS 2015/3257 KARAR 2016/117 Taraflar arasındaki “soyadı değişikliği” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen gün ve 2013/466 E. 2014/29 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin gün ve 2014/7895 E. 2014/13747 K. sayılı ilamı ile; "...Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının eski eşinden boşanmasının ardından küçüğün velayetinin davacı anneye verildiğini, boşanmadan dolayı annenin soyadı ile çocuğun soyadının farklı hale geldiğini ve bu durumun çocuğu ruhsal olarak rahatsız ettiğini, onun her türlü ihtiyacını karşılayan annesini de resmi işlemlerde zora soktuğunu bu sebeplerle ve dayanak olarak Anayasa Mahkemesinin tarihli 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı, 2525 sayılı Nüfus Kanununun ikinci fıkrasını Anayasa'ya aykırı bularak iptal eden kararını esas alarak haklı sebebin de oluştuğu gerekçesi ile küçük ...'nın, annesi-davacının soyadı olan ... şeklinde değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; küçüğün babasının ..., annesinin.. olduğu, ...'nın velayetinin davacı olan annesi ...'ye bırakıldığı anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anneye bırakılması hallerinde velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek amacıyla bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi ilk defa soyadı alınması ile ilgili olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesindeki hüküm karşısında, bu kuralın günümüzde sadece bazı istinai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olduğu Anayasa Mahkemesince de kabul edilmektedir. Yüksek Mahkeme sözü edilen maddeyi Türk Medeni Kanunu'nun 335 ve 336. maddeleriyle Anayasa'nın 10. ve 41. maddelerine aykırılığı nedeniyle iptal etmiştir. Tüm bu maddeler, velayet hakkının kullanılmasında kadın ve erkeğin birbirlerine eşit oldukları ilkesini ön plana çıkarmaktadır. Eski 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun eşitliğe aykırı hükümleri, bu yasanın yürürlükten kaldırılmasıyla son bulmuştur. Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarında da çok geçerli nedenlerin varlığı dışında yalnızca cinsiyete dayalı bir farklı muamelenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağını ihlal ettiği kabul edilmektedir. Eşitlik ilkesi, Anayasa Mahkemesinin kararında da değinildiği gibi aynı konumda bulunan kadın ve erkeğin yasalar önünde eşit haklara sahip olmasını gerektirmekte, diğer bir ifadeyle kadın veya erkeğin kendi lehine bir üstünlük yarışına girmesine hukuk düzeni izin vermemektedir. Anayasa Mahkemesince iptal edilen yasa maddesi Kanunun kabul edildiği tarihinin koşullarına göre misyonunu tamamlamış bulunmaktadır. Esasen aradan geçen zaman içinde yukarıda kısmen değinilen hukuki gelişmeler karşısında iptalinden başka bir çare de kalmamıştır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiştir. Buradaki “aile” deyiminden babanın anlaşılacağı Anayasa Mahkemesince de kabul edilmiştir Anayasa Mahkemesinin gün ve 2005/114-2009/105 sayılı kararı. Buna karşılık Türk Medeni Kanununun sözü edilen bu maddesindeki “evli değilse ananın” ibaresi Anayasanın 10 ve 41. maddelerine aykırı bulunarak baba lehine iptal edilmiştir. Bu maddenin iptalinden önce anne ve babanın sonradan evlenmesi Türk Medeni Kanunu'nun 292. maddesi ya da aynı Kanunu'nun 27. maddesine bağlı haklı nedenlerden dolayı soyadının değiştirilmesi halleri dışında çocuğun babanın soyadını alma imkanı bulunmamaktaydı. Yukarıdaki açıklamalar ışığında bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde annesi ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir. Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına vs. nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır. Yargı mercilerinin bu durumu ve çocuğun yüksek yararını gözeterek anne ile babanın ya da ailelerin hukuken oluşmuş statüleri değiştirmeye çalışmalarına izin vermemesi gerekir. Somut olaya gelince; soyadının değiştirilmesi istenen ...'in evlilik içinde doğduğu ve Türk Medeni Kanunu'nun göre ailenin, diğer bir deyimle babanın soyadını aldığı anlaşılmıştır. Böylece bu çocuk reşit oluncaya veya baba Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesindeki koşulları kanıtlayarak soyadını değiştirmedikçe soyadını değiştirme konusu yasal olarak kapanmıştır. Çocuğun anne ve babasının boşanmış olması, sadece boşanma ve velayet hakkı nedeniyle anneye böyle bir dava açma hakkı bahşetmez. Davacı tarafın dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların ve gerekçelerin hukuki bir dayanağı bulunmadığı gibi soyadı değişikliğinin çocuğun evlilik içinde doğmakla kazandığı meşru statüye ve onun yüksek menfaatlerine zarar vereceği gerçeği karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir …” gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü Dava, küçüğün soyadının velayeti kendisine verilen annenin soyadı olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, velayeti anneye verilen küçüğün soy isminin farklı olmasının okul ve sosyal çevresinde problemler yarattığını, arkadaşlarının alay konusu yaptığını, müvekkilinin bu nedenlerle okula gitmek istemediğini beyan ederek küçüğün soyadının, annesinin soyadı ile değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı Nüfus idaresi davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, haklı sebebin ve anne soy ismini taşımada menfaat bulunduğu hususunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı Nüfus İdaresi temsilcisinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda gösterilen nedenlerle bozulmuştur. Yerel Mahkemece, bozma öncesi gerekçeler genişletilerek önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı Nüfus İdaresi vekili getirmiştir. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; evlilik birliği içinde doğan ve boşanma ile velayeti annesine verilen, halen babasının soyadını taşıyan küçüğün soyadının, annesinin soyadı olarak değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce uyuşmazlıkta evlilik birliği içerisinde doğan, anne ve babanın boşanmış olması nedeni ile velayet hakkı annede bulunan ve halen babanın soyadını taşıyan çocuğun soyadının değiştirilmesi istemli davada asliye hukuk mahkemesinin mi yoksa aile mahkemesinin mi görevli olduğu hususu ön sorun olarak incelenmiştir. Eldeki dava ile evlilik birliği içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" annenin bekarlık soyadı ile değiştirilmesi talep edilmektedir ve dava velayete sahip olan anne tarafından açılmıştır. Başka bir ifade ile soyadının değiştirilmesi talep edilen ergin kişi değil, çocuktur. O halde, göreve ilişkin ön sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının, velayeti kullanma hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir. Ancak soyadından, öncelikle ve ilk bakışta kişinin nüfus kütüğüne yazılmış soyadı anlaşıldığına göre, bundan önce, kişisel durum sicillerinin niteliği ve bu sicillerde yapılacak düzeltmelerle ilgili hükümlere kısaca değinmekte yarar vardır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca nüfus kütükleri, kişilerin kimliklerinin, yerleşim yeri adreslerinin, aile bağlarının, vatandaşlık durumlarının ve şahsi hallerinin belirlenmesi amacıyla ilçe ve aile esasına göre nüfus olaylarının tescil edildiği, daimi olarak saklanması gerekli resmi sicillerdir Aile kütüğü, özel kütük ve yedeklerinden oluşur 5490 s. NHK. m. 3/1-ş. Aile kütüklerinde de, kişinin kimlik numarası, adı, soyadı, cinsiyeti, baba ve ana adı ile soyadları, evli kadınların önceki soyadları, doğum yeri ile gün, ay ve yıl olarak doğum tarihi ve kütüğe kayıt tarihi, evlenme, boşanma, soybağının kurulması veya reddi, ölüm, vatandaşlığın kazanılması veya kaybedilmesi kişinin kayıtlı bulunduğu il, ilçe, köy, mahalle adı, cilt, aile ve birey sıra numarası, kişisel durumda meydana gelen değişiklikler veya yetkili makamlarca yapılan düzeltmeler, medeni hali, yerleşim yeri adresi gibi kişisel bilgiler yer alır 5490 s. NHK. m. 7. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Düzeltme” başlıklı 39. maddesi gereğince, mahkeme kararı olmadıkça kişisel durum sicilinin hiç bir kaydında düzeltme yapılamaz. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun “Kayıt Düzeltilmesi” başlıklı 35. maddesinin 1. fıkrasında göre de; kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Mahkeme kararıyla yapılan kayıt düzeltmelerinde de, aynı Kanunun 36. maddesinde gösterilen usul uygulanır. Yine aynı Kanunun “Nüfus Davaları” başlıklı 36. maddesinde ise, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının asliye hukuk mahkemelerinde görülüp karara bağlanacağı düzenlenmiştir. Ad ve soyadının değişmezliği bütün çağdaş hukuk sistemlerinde temel ilke olarak kabul edilmiştir. Hiçbir hukuk sistemi, rastgele ve her istenildiğinde ad ve soyad değişikliği yapılmasına izin vermemiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Adın değiştirilmesi” başlıklı 27. maddesi gereğince, adın değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı TMK’nın 27. maddesi hükmü kapsamındadır. Kanun, bu maddede görevli mahkemeyi göstermemiştir. Ne var ki, adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden, esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre de, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır. Dolayısıyla, evli kadının, kocasının soyadı olmaksızın sadece kızlık soyadını kullanma talebine TMK. m. 187 ilişkin olanları hariç, çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun soyadına gelince; Çocuğun hangi soyadını alacağı, TMK’nın 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Soyadı” başlıklı 321. maddesine göre, "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını taşır." Bu maddede geçen "evli değilse ananın" ibaresi, Anayasa Mahkemesinin tarih 2005/114 esas, 2009/105 sayılı kararıyla, Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. İptal kararı, tarihli ve 27369 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Kararda, iptal edilen ibarenin doğuracağı hukuksal boşluğun, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğu görüldüğünden, kararın yürürlüğünün bir yıl ertelenmesine karar verilmiştir. Bu nedenle iptal hükmü, tarihinde yürürlüğe girmiştir. İptal hükmünün yürürlüğe girmesiyle TMK’nın 321. maddesi “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını taşır” şeklini almıştır. O halde, Türk Medeni Kanununa göre çocuk, ana ve baba evli ise, ailenin soyadını alacaktır. Aile soyadı ise, babanın soyadıdır. Bu maddede yer alan düzenleme, emredici nitelikte olup, taraflarca aksi kararlaştırılamaz ve uyulması zorunludur. Aynı hüküm, Soyadı Nizamnamesinde de yer almaktadır. Nizamnamenin, tarihli 27214 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Soyadı Nizamnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tüzük ile değiştirilen 15. maddesine göre; "Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuklar babalarının soyadını taşırlar...” tarihli 26355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe konulan Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 22. maddesinin 1. fıkrasına göre de, “Evlilik içinde veya herhangi bir nedenle evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde Türk babadan olan veya Türk anadan doğan çocuklar doğumlarından başlayarak Türk vatandaşlığını kazanırlar. Bu çocuklar babanın soyadını alır ve aile kütüklerinde babalarının hanesine yazılırlar...” Evlilik dışında veya evliliğin sona ermesinden itibaren üç yüz günden sonra doğan çocuk, anasının bekarlık soyadını alır Soyadı Nizamnamesi m. 15/1, Nüfus Hizmetleri Kanunu Yönetmeliği m. 23/1. Evlilik dışında doğmuş çocuklar, ana ve babanın birbirleri ile evlenmesi veya babalarının tanıması ya da hakimin babalığa karar vermesi ile babanın soyadını alırlar Soyadı Nizamnamesi m. 15/1, Nüfus Hizmetleri Kanunu Yönetmeliği m. 23/2-3-4. Evlatlık küçük ise, evlat edinenin soyadını alır. Ergin olan evlatlık, evlat edinilme sırasında dilerse, evlat edinenin soyadını alabilir TMK. m. 314/3, Soyadı Nizamnamesi m. 15/2. Anası ve babası belli olmayan bulunmuş çocuklara soyadını nüfus müdürü verir 5490 s. NHK. m. 19/3. Görüldüğü gibi, çocuk soyadını; doğumla, soybağının kurulmasıyla, evlat edinme yoluyla ve idari yolla kazanmaktadır. Çocuk evlilik birliği içerisinde doğmuş ise; ailenin, başka bir ifade ile babanın soyadını; çocuk, evlilik birliği dışında doğmuş ve babayla bir soybağı kurulmamış ise anasının soyadını; soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma TMK. yahut da mahkeme kararıyla TMK. m. 301 kurulmuş ise çocuk babasının soyadını almaktadır. Bu düzenlemelerden çıkan sonuç şudur ki; çocuğun soyadı, ana ve babasıyla soybağı ilişkisini göstermektedir. O halde, ergin olmayan çocuğun, doğumla veya kan bağına dayanan soybağının yahut da yapay soybağının evlat edinme kurulmasıyla kazandığı soyadının; velayet hakkına sahip olan ebeveyn ya da çocuk vesayet altında ise vasisinin talebiyle değiştirilip değiştirilemeyeceği sorunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesi hükmü ve soybağının hükümleri esas alınarak çözülecektir. Bu hüküm ve soybağının hüküm ve sonuçlarına ilişkin diğer düzenlemeler, TMK’nın "Aile Hukuku" başlığını taşıyan ikinci kitabında, "Hısımlık" başlıklı ikinci kısmının "Soybağının Hükümleri" başlıklı ikinci ayırımında yer almaktadır. Bu aşamada belirtilmelidir ki 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun “Aile mahkemelerinin görevleri “ başlıklı “1. tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler,…” Hükmünü içermekte olup, sözkonusu uyuşmazlıklarda aile mahkemeleri görevlidir. Bir uzmanlık mahkemesi olarak tasarlanan ve kendine özgü usul hükümleri taşıyan bu kanun, evvelce genel hukuk mahkemelerince bakılan aile hukukundan doğan dava ve işleri bu mahkemelerden alarak uzmanlık mahkemesine vermiştir. Bu Kanunun 7. maddesinin 3. fıkrası gereğince de; özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla; bu kanunda hüküm bulunmayan konularda Türk Medeni Kanununun Aile Hukukuna ilişkin usul hükümleri ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır. Dava, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" değiştirilmesi talebine ilişkin olduğuna göre, davanın çözüm yeri, aile mahkemesi kurulmuş olan yerlerde aile mahkemeleri, kurulmamış olan yerlerde ise davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakacak olan asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre, mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. ve Mahkemenin görevli olması dava şartıdır. m. 114/1 -c Dava şartlarının mevcut olup olmadığı ise ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir m, 115/1. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun tarih, 2015/18-259 E., 2015/2625 K. sayılı ilamında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Tüm bu açıklamaların ışığında somut olaya gelince; görülmekte olan davada, evlilik birliği içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" annenin bekarlık soyadı ile değiştirilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda dava aile hukukuna dayanmakta olup, böyle bir uyuşmazlığın aile mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından davanın haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle benimsenmemiştir. Hal böyle olunca görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmiş olması isabetsizdir. Direnme kararı, açıklanan bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır. S O N U Ç Davalı Nüfus Müdürlüğü temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile Yerel Mahkeme direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA, gününde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY Dava, evlilik birliği içinde doğan, anne ve babanın boşanması sonucu velayeti anneye verilen çocuğun soyadının değiştirilmesi davasıdır. Dava, küçüğe velayeten annesi tarafından açılmıştır. Dava açılan Asliye Hukuk Mahkemesi davayı esasdan inceleyip davanın kabulüne karar vermiş, davalı Nüfus İdaresi vekilinin temyizi sonucu Özel Dairece esasdan bozulmuştur. Mahkemece verilen direnme kararı Hukuk Genel Kurulu'nun çoğunluğu tarafından, görevli Mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Dava, yukarıda da belirtildiği gibi, çocuğa velayeten annesi tarafından çocuk adına ve soyadı değiştirme davası olarak açılmıştır. Davada, anne; çocuğun velayeti kendisine tevdi edildiğinden, küçüğün de artık kendisinin soyadını alması gerektiği ve velayet kendisinde olduğundan istediği gibi soyadını değiştirebileceği iddialarında bulunmayıp, küçüğün kendisiyle yaşadığından soyadının farklı olmasının küçüğün sosyal durumunu, psikolojisini etkilediğini, okul çevresinde ve resmi ilişkilerde küçüğü zor duruma soktuğunu iddia ederek MK 27. madde uyarınca haklı nedene dayalı olarak soyadı değiştirme talebinde bulunmuş olup, aile hukuku kapsamında soybağı, babalık, nesebin reddi gibi iddialar sözkonusu değildir. Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında ve MK. 27. dayalı, bir "nüfus kaydı tashihi – soyadı tashihi davası" dır. Görevli, mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, mahkemenin haklı nedenlerle soyadı değiştirme davasında, Medeni Kanunun velayete, evlilik içinde doğan küçüğün soyadının babanın soyadı olduğuna dair hükümleri de değerlendirecek ve ayrıca annenin, MK. 27. maddeye göre haklı sebeple soyadı değiştirmeyi velayeten talep edip edemeyeceğine karar verecek olması, nüfus davası olan bu davaya Aile Mahkemesi'nin görevli olacağı sonucunu değiştirmez. Bu nedenlerle sayın çoğunluğun göreve ilişkin bozma görüşüne katılamıyoruz. . YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2017/1124 K. 2017/3787 T. Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü KARAR Davacı dava dilekçesinde, eski eşi ... 'dan tarihinde boşandıklarını, müşterek çocuklar Mülkiye, ... ve ... 'ın velayetinin kendisine verildiğini ve birlikte yaşadığını, çocukların soyadı ile kendi soyadının farklı olması nedeni ile sorunlar yaşadığını bildirerek Mülkiye, ... ve ... 'ın " ... " olan soyadlarının " ... " olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; nüfus kaydının düzeltilmesine dair davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde nüfus kayıtlarına dair düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesi hükmüne göre çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Aynı Kanun'un 27. maddesi hükmüne göre haklı nedenin varlığı halinde, soyadın değiştirilmesi mümkün olup hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusunda bir yasal düzenleme bulunmadığından ve esasen bu konuda bir kıstas belirlenmesi de sözkonusu olmadığından, haklı sebebin var olup olmadığı, her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Yargıtay uygulamalarında, kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı soyadı ile anılmayı ve onu kayden de taşımayı istemesinin haklı neden teşkil edeceği kabul edilmiştir. Soyadı Nizamnamesinin 15. maddesinde; "evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuklar babalarının soyadını taşırlar..." ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 22. maddesinde; "Evlilik içinde veya herhangi bir sebeple evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde Türk babadan olan veya Türk anadan doğan çocuklar doğumlarından başlayarak Türk vatandaşlığını kazanırlar. Bu çocuklar babanın soyadını alır ve aile kütüklerinde babalarının hanesine yazılırlar." hükümlerine yer verilmiştir. Anayasa Mahkemesi, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağını belirtmiştir. AYM, 2005/114 E. -2009/105 K. . Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ... , ... ve Mülkiye'nin " ... " olan soyadının " ... " olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Evlilik birliği içinde doğan çocukların doğumla kazandığı " ... " aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği " ... " soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen ... , Mülkiye ve ... ergin kişi değil, çocuktur. Davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma ilamıyla velayeti anneye verilen cocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 vd. maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 vd. maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve dair sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir. Ancak, iş bu noktaya geldiğinde soyadını yakından ilgilendiren, şahsi durum sicillerinin niteliği ve bu sicillerde yapılacak düzeltmelerle ilgili hükümlere kısaca değinmekte yarar görülmüştür Nüfus kütükleri, kişilerin kimliklerinin, yerleşim yeri adreslerinin, aile bağlarının, vatandaşlık durumlarının ve şahsi hallerinin belirlenmesi amacıyla ilçe ve aile esasına göre nüfus olaylarının tescil edildiği, daimi olarak saklanması gerekli resmi sicillerdir 5490 s. NHK. m. 5/1 . Nüfus kütükleri; aile kütüğü, özel kütük ve yedeklerinden oluşur. Aile kütüklerinde de kişinin kimlik numarası, kişinin adı, soyadı, cinsiyeti, baba ve ana adı ile soyadları, doğum yeri ile gün, ay ve yıl olarak doğum tarihi ve kütüğe kayıt tarihi, evlenme, boşanma, soybağının kurulması veya reddi, ölüm, vatandaşlığın kazanılması veya kaybedilmesi, kişinin kayıtlı bulunduğu il, ilçe, köy, mahalle adı, cilt, aile ve birey sıra numarası, kişisel durumda meydana gelen değişikliler veya yetkili makamlarca yapılan düzeltmeler, medeni hali, yerleşim yeri adresi gibi kişisel bilgiler yer alır. 5490 . Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 Sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine dair dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğu ve 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesine göre de, görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır. Dolayısıyla çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun hangi soyadını alacağı konusunda, yukarda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanununun 321. maddesinde, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre çocuk soyadını; evlilik içinde doğmuş ise; ailenin, başka bir ifade ile babanın evlilik dışında doğmuş, babayla bir soybağı kurulmamış ise anasının soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma TMK. yahut da mahkeme kararıyla TMK. m. 301 kurulmuş ise babasının soyadını almaktadır. Bu düzenlemelerden çıkan sonuç şudur; çocuğun soyadı, ana ve babasıyla soybağı ilişkisini göstermektedir. O halde, ergin olmayan çocuğun, doğumla veya kan bağına dayanan soybağının yahut da yapay soybağının evlat edinme kurulmasıyla kazandığı soyadının; velayet hakkına sahip olan ebeveyn yahut çocuk vesayet altında ise vasisinin talebiyle değiştirilip değiştirelemeyeceği sorunu, Türk Medeni Kanununun 321. maddesi hükmü ve soybağının hükümleri esas alınarak çözülecektir. Bu hüküm ve soybağının hüküm ve sonuçlarına dair diğer hükümler, Türk Medeni Kanununun "aile hukuku" başlığını taşıyan ikinci kitabında, "hısımlık" başlıklı ikinci kısmının "soybağının hükümleri" başlıklı ikinci ayırımında yer almaktadır. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesinde yer alan hükme göre; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere TMK kaynaklanan bütün aile hukukundan doğan dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir. Bir uzmanlık mahkemesi olarak tasarlanan ve kendine özgü usul hükümleri taşıyan bu Kanun, evvelce genel hukuk mahkemelerince bakılan aile hukukundan doğan dava ve işleri bu mahkemelerden alarak uzmanlık mahkemesine vermiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve dair kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine dair bulunması ve buna dair değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine kararı verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan sebeple hükmün gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik incelenmesine yer olmadığına taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz peşin harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2017/102 K. 2017/1972 T. Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı, dava dilekçesinde; davacı ile davalı ...'dan olma çocuk...'in baba soyadı olan “....” soyadını taşırken, boşanma nedeni ile velayet hakkı sahibi annenin açtığı dava ile ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/296 Esas sayılı davası ile soyisminin annenin soyismi olan "..." olarak değiştirildiğini, Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesine göre evlilik birliğinde doğan çocuğun baba soyadını taşıyacağını bildirerek doğumlu....'in soyadının tekrar baba soyadı olan “...” olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacının temyizi üzerine 18. Hukuk Dairesinin 26/05/2015 gün 2014/21197-2015/8713 Sayılı kararı ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş olup, bu kez davalının temyiz istemi üzerine dosya Dairemize gönderilmiştir. 18. Hukuk Dairesince karar görevden bozulmamışsa ise de bozma kararından sonra oluşan ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen içtihatlara HGK.'nun tarihli ve 2015/18-259 esas, 2015/2625 karar göre davada asliye hukuk mahkemesi değil, aile mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK'nun gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, tarihinde oybirliğiyle karar hukukun adaletli dağıtılabilmesi için yargı kararlarının paylaşımına daha çok önem vermektir. sitesi, paylaşılan kararların yargısal faaliyetlerde kullanılmasında herhangi bir hak ve sorumluluk kabul etmemektedir.
velayeti annede olan çocuğun soyadı değişikliği dilekçesi